ANAMUR

Başta Muz olmak üzere Yer Fıstığı, Narenciye ve Çilek ile ünlü olan Anamur Türkiye’nin Akdeniz’deki en uç noktasında yer alır. Batısında Gazipaşa, kuzeyinde Ermenek, doğusunda ise Bozyazı ilçeleri ile çevrilmiştir.

Maki ve tropikal iklim bitkilerinin tümünü bulabileceğiniz bu şirin ilçede çam, piynar, meşe, maun, defne, keçiboynuzu, kekik, mersin, zakkum, sedir ormanları ve daha nice bitki türü yetişir.

Anamur için Lokman Hekim ‘Bu topraklara kan damlasa can biter’, Evliya Çelebi ‘Anamur’da bastonunu toprağa vursan yeşerir’ demiştir.

Akdeniz’in sıcak, mert ve vatansever insanlarının yetiştiği bu güzel şehrin genel köyleriyle birlikte nüfusu 2008 yılı sayımına göre 63.000’dir. Anamur son zamanlarda hızla göç alan bir yer olmuştur ve il olmaya aday Anamur’un yaz aylarındaki nüfusu 100.000′ e yaklaşmakla birlikte, merkez nüfusu 33.935’dir.

Türkiye’nin el değmemiş olma özelliği ile birlikte en uzun kıyı şeridine sahip olan ilçeden yavruvatan Kıbrıs’ın dağlarını da görebilirsiniz.

Tabiat ve Kültürel zenginlikleri bakımından oldukça zengin Anamur’da Köşekbükü Astım Mağarası’nı, Titiapolis Antik Kenti, Mamure Kalesi’ni, Alaköprü’yü, Anamuryum Antik Kenti’ni, Yaylalarını, Pullu Orman İçi Kamp Alanı’nı, Azıtepe’yi, Atatepe’yi, Akcami’yi, Sahillerini, İskele’yi, Toroslar’ı,Dibek Alabalık Çiftlikleri’ni ve Akdeniz’in en büyük yaylalarından biri olan Abanoz’u gezmenizi tavsiye ederiz. Bu kadar değil tabi ki de, dünyanın en uzun (ve hala sonuna ulaşılamayan) Çukurpınar düdeni de Anamur’da.

Eğer karnınız acıkırsa muhteşem tatlara kendinizi hazırlayın. Çünkü Yörüklerin mutfağı oldukça zengindir. Sahilde hem Balık yiyebilir, hem bol köpüklü doğal ayranları tüketebilir, sıkma, gözleme, tereyağlı böreklerin en güzelini tadabilirsiniz.

Yöreye özgü meşhur batırık bazı ailelerde sabahları bile tüketilir. Keşkek, dövme, böğrülce, gölevez, kısır, pişi, yahni, samsıra, semizotu, semizotu salatası, maş çorbası ve sayamayacağımız nice farklı tat Anamur’da sizleri karşılayacaktır.

Taşeli bölgesine ve Yörük obalarına has bir şivesi olan misafirperver Anamur halkı şehrimize gelen tüm gönül dostlarına kapılarını açar.

Üzeri naylon kaplı seralar sizleri hayretler içerisinde bırakmasın. Çünkü buralarda yeryüzünün en kaliteli muz türü olan Anamur Muz’u yetiştirilmektedir. Kokusuyla, tadıyla bambaşka olan bir Muz türü. Hemen hemen her köşe başında ve tüm tezgahlarda Anamur Muzu bulabilirsiniz muhteşemliği ve düşük fiyatıyla. Anamur’un en değerli ve önemli geçim kaynağıdır muz. Yorulmak bilmeden çalışır insanlar Anadolu’nun her köşesine dünyanın en kaliteli muzunu ulaştırabilmek için alınterlerini toprağa akıtarak. Ülke ekonomisine de büyük ölçüde katkı sağlar Anamur tarımsal potansiyeli sayesinde.

Anamur tarım kenti olmasının yanında gelişen bir turizm şehridir. Yazlıklar, oteller, pansiyonlar, günlük kiralanan eşyalı evler, tümü şehrimize gelecek olan misafirlere hazırlar kendini.

Biraz sakinlik, çam kokulu dağlar, kelebeklerin uçuşunu arıyorsanız sizleri Anamur’a bekliyoruz. Bir tarafında tüm bunları bulabileceğiniz Anamur’da eğlence mekanları, temiz bir sahil ve kusursuz kumsalı da bulmak mümkün. Ayrıca Anamur’da her türlü sosyal aktiviteye ulaşabilirsiniz.

Bir cennet köşesi olan Anamur sevgiliye duyulan özlem kadar bağlar kendine insanı. Bundandır ki dışarıdan tatil için gelen birçok vatandaşımız daha sonraları Anamur’a yerleşmeyi tercih etmiştir.

Sizleri yeşillerle dolu, ufkunu Akdeniz’e açmış, sırtını Toroslar’a yaslamış kekik kokulu Anamur’a bekliyoruz

ANAMURA NASIL GİDİLİR

1. Manavgat, Alanya ve Gazipaşa karayolu üzerinden toplam 260 km uzaklığı vardır. Yol özel araçla 4 saat, Otobüs şirketleriyle 5 saat sürmektedir.

2. Mersin, Erdemli, Silifke, Taşucu, Ovacık, Aydıncık , Bozyazı üzerinden 230 km yol mesafesi ile ulaşılabilir. Yol özel araçla 4 saat, Otobüs şirketleriyle 5 saat sürmektedir.
3. Konya, Karaman, Mut, Gülnar, Aydıncık üzerinden gelinebildiği gibi, Konya, Taşkent, Ermenek üzerinden veya Konya, Seydişehir, Akseki, Alanya, Gazipaşa yoluyla da gelinebilir. Ankara ve Konya’dan Otobüs şirketinin sferleri bulunmaktadır.
4. Deniz Yolu İle Kıbrıs’tan belli dönemlerde Anamur – Girne arasında çalışan deniz otobüsleri ile Kıbrıstan Türkiye’ye denizyolu ile ulaşımı 2 saatin altında bir sürede alabilirsiniz. Girne – Taşucu arasında da çalışan deniz otobüsleri ile de Taşucun’dan ulaşılmaktadır.

Uğranması gereken yerler

Anamur – Gazipaşa, Anamur – Taşkent, Anamur-Gülnar, Anamur-Silifke karayolundaki doğal güzellikler görülmeye değer güzelliktedir.

Anamur karayolu üzerinde Antalya yönünden gelirken Melleç ve Tenzile yolu üzerinde balık restaurantlarında konaklayabilir, yol kenarındaki muz, keçiboynuzu, yerfıstığı satıcılarından hediyeliklerinizi alabilirsiniz.

Mersin yönünden gelirken Taşucu-Aydıncık arasında muhtelif mola tesislerinde rahatlıkla konaklayabilirsiniz.

Taşkent- Ermenek yoluyla gelirken Anamur yaylalarından geçersiniz. Bu yaylalardan özellikle Abanoz yaylasında mola vermeden, nefis ızgaralarından tatmadan geçmeyiniz.

Anamur son zamanlarda doğa ve tarih kenti olarak ön plana çıkmayı başarmıştır.
Anamurda bulunan Çukurpınar mağarası dünyanın en derin mağaraları arasında yer almaktadır. Boğaziçi üniversitesi tarafından yapılan keşiflerle Çukurpınar mağarasında 1420 metreye kadar ulaşılmıştır.

Çukurpınar mağarası dünyanın en derin mağarası olan Fransa’daki mağaradan sonra ikinci sırayı alır. Araştırma ekibi bu doğa harikasını keşfettikçe bulunan yerleri özelliklerini dikkate alarak bölümlere, ışıltılı, kurnalı galeriler, zümrüt, sarkaçlı, derin göl, basamaklı, sanat gölü gibi adlar koymuşlardır.

Anamur’un kuzey batısındaki Çamurlu yaylasından sonra 4 saatlik bir yürüyüşle 1890 m. yükseklikteki Çukurpınar adlı düden mağaranın ağzına gelinir.

Çukurpınar mağarasında biriken sular duru pınar olarak Su gözünde ortaya çıkar ve Dragon çayına karışır.

Çukurpınar mağarası alp’in kıvrılmasından etkilenmiş horizontel diskordan olarak miyosen denizinde çökelmiş kalker içinde bulunan düden oluşumlu aktif bir mağaradır.

Abanoz yaylasındaki suyun gözü olarak bilinen mağarası sarkıt ve dikitlerden oluşur.

Üğü Mağarası ise Anamur-Yayla karayolunun 12. kilometresinden Karalarbahşiş köyü çıkış kısmından Kükür köyüne doğru uzanan dere yolu üzerindedir. Aynı zamanda bu yol Anamur içme suyunun da geldiği Kükür pınar suyunun Anamur’a getirilişi sırasında inşa edilmiş bir yoldur. Karalarbahşiş köyünden itibaren 6. kilometrede yolun solunda dağdan soguk bir su çıkar. Karalarbahşiş ile Üğü deliği arasındaki yol stablizedir. Bu suyun çıktığı yer Üğü deliğidir. Mağaranın bulunduğu alan Güneybahşiş köyü sınırları içindedir. Güneybahşiş’in içinden yaya olarak ta mağaraya ulaşılabilinir. Suyun çıktığı kısımda herhangi bir giriş yoktur. Su çıkışına göre sağ tarafta hemen üst kısımda da 3 metre çapında dairesel bir alandan mağaranın içine girilebilinir. Mağara girişi dar olmasından dolayı karanlıktır. İçeriye ışık girmez. Ya meşale, ya da aydınlatma araçları ile mağaraya girmek mümkündür. İçerisinde de su akmaktadır. Yer yer geniş göllere rastlanır. Mağara içinde birbirine geçit veren beş ayrı bölüm bulunmaktadır. Tavan yüksekliği ter yer 10-20 metre arsında değişiklik gösterir. Keşvedilen kısımlarda altı adet göl bulunmakta ve bu göllerin bir kısmı bir hayli derindir.

Bugüne kadar mağara içinde pek fazla araştırma yapılamamıştır. Sadece TRT program yapımcısı Ertürk Yöndem Sugözü köyü ile ilgili yaptığı bir program sırasında mağara içerisine kameramanlar eşliğinde girmiş ve mağara girişi ile mağara gölüne kadar olan kısmını gün yüzüne çıkarıp yayınlamıştır.

Anamur’un 500 m kuzey doğusunda bulunan üğü mağarasına diaklaz (çatlak)tan girilir. Mağara içi fosil konumunda olup, küçük bir salondan oluşur.

Anamur kumsallarında tespiti yapılan 500 caretta caretta yuvasından 45.000 yavrunun yumurtadan çıkarak denize ulaştığı sağlanmıştır.
Türkiye kıyılarında 70 adet Akdeniz Foku (monachus monachus) saptanmıştır. Bunlardan 25 adedi Mersin ilinin Anamur, Bozyazı, Aydıncık ilçeleri kıyılarında yaşamlarını sürdürmektedir.
Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait Anamerium antik kenti günümüze kadar gelen eşsiz metropolüyle yabancı ziyaretçi akınına uğramaktadır. Selçuklu ve Karamanoğulları’na ait Mamure kalesi dimdik ayaktadır. Halen 50 yi aşkın ören yeri ise ziyaretçisini bekliyor.
Anamerium antik kentinde bulunan kilise mozayiğinde bulunan kral Isaah (Ayseah) adına düzenlenmiş betimlemede barış simgelenmektedir. Kıbrıs’ın deniz aşırı komşusu olmamız nedeniyle bu mozaikteki anlatımın bir anlamı olsa gerek. Zamanında Kıbrıs-Girne barış şenlikleri Anamur’da yapılmıştır. Diğer bir deyişle Anamur bir barış kentidir.

Anamur ve çevresinin roma döneminde bir dinlence ve tatil yeri olduğu, Kanlıören’de (Titiopolis) bulunan, Şam alayından emekli bir Roma askerine ait bronz belge kanıt oluştururu. Yine Anamerium’da bulunan holy (İncil) Apostelos kilisesi (5.Yüzyıl) yapıldığında Hz. İsa’nın Paulus ve Barnabas’a adanmıştır. Yeterli tanıtım yapılırsa Anamur dini turizmdeki hak ettiği yerini de alacaktır.
Forklorümüz ve yerel sanatçılarımızla gurur duyuyoruz.
Anamur’un özgün kalan bir diğer yönü ise, kendine has halk sanatçıları ve yöreden derlenmiş oyunları uygulayan halk dansları topluluklarıdır. Türkiye de birçok kez birincilik getiren hak oyunlarımız ününü tüm dünyaya duyurmuştur.

MAMURE KALESİ

Mamure Kalesi, Antalya-Mersin karayolu üzerinde Anamur’a 8 km. uzaklıkta Bozdoğan köyü sınırları içerisinde yer alır. Üç bölümden oluşan kalenin 39 kulesi camisi ve hamamı bulunur.

Mamure kalesi bir çok Anadolu kalesinde olduğu gibi antik temeller üzerine kurulmuştur. 1988 yılında Anamur Müzesi Müdürlüğünce yapılan kurtarma kazılarında M.S. 3.-4. yüzyıllara ait. “Ryg Monai” adlı fazla etkili olmayan Geç Roma kentine ait tabanları mozaik döşeli yapı kalıntıları ortaya çıkartılmıştır.

Mamure kalesi 14. yüzyılda Karamanoğulları tarafından önemli ölçüde onarım gördüğünden adı. “Mamure” olarak değiştirilmiştir. Kale daha sonra 15 ve 16. yüzyıllarda küçük onarımlar görmüş, 18. yüzyılda Osmanlılar tarafından yeni eklentiler yapılmıştır.

Şikari tarihine göre; Anamur ve Taşelinin kafirler tarafından zapt ve harap edilmesi üzerine, Karamanoğlu Mahmut bey (1300 1308 M.) beyleri ve 36.000 kişilik ordusuyla düşmanı bozguna uğratıp, kaleyi ele geçirdiği ve yeniden mamur edip, adını “Mamure” koyduğu kaydı geçer.

Yapıda, mazgal ve siperleriyle üst yapı, alt kısımları etek gibi genişleyen duvarlar görülür.

Kale birbirinden yüksek duvarlarla ayrılmış, doğudaki iç avlu, batıdaki dış kale, bunların güneyinde kayalıklar üzerine inşa edilmiş iç kaleden meydana gelir.

Güneyde, sahil kenarında, kuzey doğuda baş kule olarak adlandırdığımız yüksek ve çok katlı gözetleme formlarında beş kule, köşe burcunun yanında üst örtüsü tamamen yıkılmış fener kulesi yer alır. İç avlunun kuzey batı sınırını oluşturan yüksek surda değişik şekilli yedi adet burç olup, bunlardan kuzey doğu tarafındakiler duvarla birlikte yıkılmışlardır.

Dış kalede çeşmesi, depoları, sarnıçlar ve işlevini hala çözemediğimiz bazı yapı kalıntıları yer alır.

Kaleden zamanımıza gelmiş tek yazıt batı cephe duvarları üzerindedir. Yazıtta özetle; “Karamanoğlu Alaaddin oğlu Mehmet oğlu Sultan İbrahim inşa etti. Bu tarih Mükerrem Şevval ayında yazıldı,” yazılıdır.

Kale komutanının veya dizdarının konutu iç kale girişinin karşısında yer alır.

Mamure Kale Camisi

Mamure kale camisi, Mamure kalesi içerisinde yer alır. Yapıya basık kemerli taş kapıdan girilir. Merkezi kubbeli yapıda, sekizgen tambura geçiş Selçuk üçgenine benzeyen pandantif bingilerle sağlanmıştır.

Camide, duvarlarda taş ve tuğla sıraları uyum içinde örülmüş kubbeye geçişte ve saçaklarda tuğladan tırnak süsleri yapılarak etki yaratılmıştır.

16. Yüzyıl Osmanlı mimarisinin klasik öğelerini taşıyan caminin ilk yapılışı Karamanoğulları’na aittir.

Caminin önünde yer alan küçük kemerlerle dekore edilmiş sarnıç beşik tonozludur.

Mamure Hamamı

Mamure hamamı, Mamure kalesinin yol aşırı kuzeyinde yer alır. Hamamın giriş bölümü yıkılmış, soğukluk, ılıklık ve sıcaklık bölümleri sağlam olarak zamanımıza gelebilmiştir.

Küçük ölçekteki yapı ahşap hatıllarla desteklenmiş moloz taşla inşa edilmiştir.

Hamamın iç bölümlerinde kubbeye geçiş üçgen pandantiflerle sağlanmıştır.

Yapı zamanla tahrip olduğu için sonradan yapılan onarım sıvaları duvar freskolarının tahrip olmasına neden olmuştur.

Yapı Mamure kalesinin mamur edildiği tarihte Karamanoğulları tarafından yaptırılmış olması gerek
Anadolu’nun en güney noktasında bir doğa bahçesi olan Anamur’da mavi ve yeşil bir şenliktir. Çiçeklerle süslü zümrüt yeşili dağları, akarsuları ve pırıl pırıl deniziyle Anamur, cennetten bir köşedir sanki. Hemen hemen her insanın ömür boyu yaşamak istediği bir coğrafya vardır, ayrıntıları kişiden kişiye değişen bir coğrafya… Kimi çamlar içinde bir dağ köyü ister, kimi ıssız bir ada, kimi eşsiz manzaralı bir liman köyü….

Anamur’u gördüğünüzde tasarladığınız tüm yaşam biçimlerini duyumsar, huzur ülkesini keşfetmenin sevincini yaşarsınız. Kısaca gidererek kararan dünyamızda öz değerlerimizin korunduğu yer olarak çıkar Anamur karşımıza.

Akdeniz bölgesinde bulunan Anamur İlçesi Doğusu Bozyazı, Batıda Antalya İline bağlı Gazipaşa, Kuzeyde Karaman İline bağlı Ermenek İlçesi, Güneyde Akdeniz ile çevrilidir. İlçe merkezi Mersin’e 230 Km., Antalya’ya 265 Km., Karaman’a 230 Km., Kıbrıs’a 40 mil (76 km) uzaklıkta olup, Mersin-Antalya Devlet Karayolu üzerinde kurulmuş, yüzölçümü 1241 km² dir.
Orta Toros Dağlarının Akdeniz’e inen kolları ilçe topraklarının içinden geçer.Bu nedenle arazi engebeli ve dağlıktır. Kıyıdan 5-10 km içerlerde 500-1000-1500 metre yükseklikteki dağlara rastlanmaktadır. İlçemiz sınırları içinde Alamos, Kızıldağ, Naldöken Dağları bulunur.
İlçe ekonomisine büyük katkıları bulunan ormanlar 853 Km.2’lik bir yüzölçüme sahip olup, ilçe yüzölçümünün % 60’nı teşkil etmektedir.
Anadolunun Akdeniz’deki en güney noktası olan “ANAMUR BURNU” ilçenin 7 Km. batısındadır. Bugün ilçenin kurulduğu Çorak ovasının batısında Sultansuyu, Doğusunda Anamur Çayı (Dragon) ilçenin iki önemli akarsuyudur. İlçenin iklimi karakteristik Akdeniz iklimi olup, yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlıdır.
Yıllık yağış toplamı 1032 m³’dür. Yıllık ortalama yağışlı gün sayısı 75 gündür.

Kaynak:Anamur belediyesi