Antik çağda Leukophrys,Yunan Mitolojisinde ise Tenedos adıyla bilinen Bozcaada’nın ilk sakinleri Akaların bir kolu olduğu ve M.Ö. 2000 yıllarında yerleştikleri tahmin edilen Pelasg’lar (Pelazziler)dır.Akalardan sonra Ada’ya sırasıyla Fenikeliler, Atinalılar ve Yunanlılar hakim olmuştur. Ada M.Ö.493’de Pers istilasına uğramış,M.Ö.334 yılında ise Pers istilasına son veren Büyük İskender devri başlamıştır.Bergama Krallığından sonra M.Ö.168 yılında Roma hakimiyetine girmiştir.Roma İmparatorluğu’nun 395 yılında ikiye bölünmesiyle Doğu Roma yani Bizans İmparatorluğuna dahil olmuştur.1203 yılından sonra Bozcaada üzerinde Bizans-Ceneviz-Venedikliler arasında egemenlik mücadelesi başlamıştır.
Bozcaada ilk defa 1455 yılında Fatih Sultan Mehmet devrinde Osmanlı İmparatorluğu’na katılmıştır. Osmanlı ile Venedik arasında Bozcaada için mücadeleler olmuş,Ada zaman zaman Venedik hakimiyetine girmiştir.Bozcaada Osmanlı döneminde bir kale dizdarı ve kadı tarafından yönetilmiş,19.yüzyılın sonlarında Merkezi Sakız ve Rodos olan Cezair-i Bahr-i Sefid Eyaletinin Midilli Sancağına bağlı bir Kaymakamlık olarak teşkilatlanmıştır.Bu dönemde Ada’da Belediye dairesi bulunmaktadır.
1912 yılında Balkan Savaşı sırasında Yunan donanmasınca işgal edilmiş olup, Lozan Antlaşması sonucunda 20 Eylül 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlanmıştır.

Tenedos
Derler ki: Denizlerin Efendisi Poseidon’un kimbilir kaç çocuğundan biri, Kyknos adında bir kralmış. Beyçayırı’nın kuzeyinde Lapseki bölgesindeki Miletos Kolonisi, Kolonai kentine hükmedermiş. Onun da Tenes adında bir oğlu varmış. Tenes’in annesi ölünce babası yeniden evlenmiş. Fakat üvey ana bu ya; Tenes’e iftira etmiş! Üstelik kendisine yalancı tanık olarak birde kavalcı bulmuş. Kral Kyknos bu iftiraya kanmış ve oğlunu bir sandığa koyarak denize attırmış. Sandık yüze yüze gitmiş, boğazdan geçerek Leukophrys Adası’nın sahiline vurmuş. Tenes burada sandıktan çıkmış, adaya yerleşmiş ve ünlü coğrafyacı Strabon’a göre bazılarının Kalydna dediği Leukophrys Adası’nın ismini ‘Tenes’in Adası’ anlamına gelen Tenedo

Cografi Yapı
Çanakkale İline bağlı olan Bozcaada İlçesi Ege Denizi’nin kuzey-doğusunda Çanakkale Boğazı’nın 12 denizmili güneyinde yer alan bir adadır.Çanakkale İl Merkezine 25 mil, Gökçeada’ya 17 mil, Limni’ye 26 mil, Midilli’ye 27 mil,şu anda ulaşımın sağlandığı Ezine İlçesi Geyikli Beldesi Yükyeri Feribot İskelesine 4 mil uzaklıktadır.Çevresi 38 km tutan Bozcaada’nın alanı 36.67 km2 olup, etrafındaki irili ufaklı 17 adacık (0.93 km2) dahil olmak üzere 37.6 km2’lik yüzölçümüne sahiptir.Bu adacıklardan en büyüğü 800 dönümlük arazisi ile halk arasında Tavşan Adası diye bilinen Mavriya Adası’dır.
Ada yeryüzü şekilleri bakımından genel olarak alçak ve basık bir yapıdadır.En yüksek noktası Göztepe’dir(192m).Kışın akan ufak dereler dışında akarsuyu bulunmamaktadır. Adanın iç kısımları genel olarak büyük düzlüklerden oluşmaktadır.Koylar ve burunlar adaya özgü yer şekilleridir.Ada’da 12 burun ve 12 koy, kuzey kıyılarında kumullar bulunmaktadır.
Bozcaada bulunduğu konum itibariyle tüm özelliklerini taşımasa da Akdeniz ikliminin etkisi altındadır.Yazları serin ve kurak,kışları ılık ve az yağışlı geçer.Yılın tüm aylarında rüzgarlı, özellikle kış aylarında aşırı rüzgarlıdır.Boğazın tam çıkışında yer alması nedeniyle kuzey rüzgarlarını fazlaca almakla birlikte güney rüzgarlarına da açıktır.Bitki örtüsü üzerinde rüzgar önemli bir etkendir.Ada’nın rüzgara açık kısımlarında bitki örtüsü oluşamamaktadır.İç kısımlarda ormanlık alanlar vardır.Bitki örtüsünde en önemli alanı bağlar tutmaktadır.Doğal bitki örtüsü ise makiler ve ufak çalılardır.Yapılan bir araştırmaya göre Ada’da 65 familyaya ait 437 tür bitkinin olduğu tespit edilmiştir.
Bozca Ada Nufusu
NÜFUS DURUMU
Bozcaada’nın ilk nüfus sayımı Osmanlı döneminde 1831 yılında yapılmıştır. Bu sayımda Ada nüfusunun 1232 olduğu tespit edilmiştir. Cumhuriyet döneminde 1927 yılı nüfus sayımında 1631 olan nüfus, 1985 yılı nüfus sayımında 2030’a yükselmiş ancak 1990 yılı nüfus sayımında 2003’e düşmüştür. 1997 yılı nüfus sayımında 2543, 2000 yılında yapılan son nüfus sayımında 2427, 2007 yılında Başbakanlık Türkiye İstatistik Kurumunca yapılan Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) veri Tabanı çalışmalarında 2276, 2011 yılı toplam nüfus 2354, 2013 yılı toplam nüfus 2643 olup, erkek nüfus toplamı 1.458, kadın nüfus toplamı 1.185′ tir.
Kilometre kareye düşen kişi sayısı 65’dir.
İlçe nüfusunun mesleklere göre dağılımını gösterir kesin rakamlar bulunmamakla birlikte nüfusun yaklaşık %20’si işçi, memur ve emekli,%14’ü öğrenci,%1’i ticaret erbabı, %20’si tarımsal faaliyetlerle,%25’i turizmle,%5 balıkçılıkla iştigal eder. Geriye kalan kısmı ise çocuk, ev kadını, işsiz ve yaşlılardan oluşmaktadır.
İlçe nüfusunun yaklaşık olarak %61’i ilköğretim,%17’si ortaöğretim,%11’i yüksek öğretim mezunu,%5’i diplomasız, ,%6’sı okul çağında değildir.
İlçede 15 Rum asıllı Türk vatandaşı yaşamaktadır. Bunun dışında halkın tamamı Müslümandır ve Türkçe konuşur.
İlçe nüfusu yaz aylarında yazlıkçılar ve turistlerle birlikte 10.000’i bulmaktadır.

SONY DSC

BOZCAADA KALESİ

Bozcaada’ya yaklaştıkça ilk gözünüze çarpan heybetli görüntüsüyle kalesi olur.Bu oldukça iyi korunmuş kalenin ilk olarak ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı tam olarak bilinmemekle birlikte Venedik,Ceneviz ve Bizanslılar döneminden beri kullanıldığı bilinmektedir.

Ada’nın kuzeydoğu burnu üzerine kurulmuş olan kale, Osmanlı döneminde önemli konumu sebebiyle Fatih Sultan Mehmet tarafından esaslı bir şekilde onarılmıştır.Venedikliler’e geçip geri alındıktan sonra esaslı bir tamir görüp genişlemiştir. Kalenin 1703,1706 yıllarında ve 1714 ‘de Kaptan-ı Derya Süleyman Paşa tarafından tamir ettirilmiştir. En önemli tamirinin 2. Mahmut tarafından 1815 yılında yaptırıldığını,adeta kalenin yeniden yaptırıldığını taşıdığı kitabelerden anlamaktayız.Kale, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 1965-1970 yılları arasında ve en son 1996 yılında restore edilerek koruma altına alınmıştır.

Adanın kuzeydoğu burnunda yer alan Kale, yüksek kayalar üzerine oturtularak şehirden yaklaşık 10 metre genişliğinde ve 250 metre uzunluğunda bir hendekle

ayrılmıştır. Eskiden su dolu olduğu anlaşılan hendeğin üzerinden kalenin ana giriş kapısına asma bir kapıyla geçilirmiş.Bu ana kapının dışında Mendirek ve Deniz Kapısı diye iki kapısı daha bulunmaktadır. Mendirek kapısı 1905 yılında mendireklerin yapılmasından sonra açılmıştır. Bu iki kapı şu anda kullanılmamaktadır.

Kale, dış ve iç olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Dış surun içindeki Dış Kale’de iki cephanelik, bir kuyu, iki tabya yeri, kamacı atölyelerinin bulunduğu bina temelleri, tören ve eğitim alanları ve eskiden kale içinde yaşayanların evlerinin bulunduğu şimdi boş bir alan vardır.

İç Kale iki bölümden oluşur. Birincisi giriş bölümü olup İç Kale’nin doğusundadır. Biri doğuda biri batıda iki rampaya açılan iki kapısı vardır. Bu bölümde şimdi yıkılmış olan revir, cami, minare, zindanlar ve kışla bulunmaktaydı. Asıl İç Kale olan ikinci bölüme doğudaki küçük bir kapıdan girilir. İç Kale’nin biri baş burç olmak üzere sekiz burcu vardır. Ortada levazım deposu, cephanelik ve sarnıç yer alır.

Bozcaada Fatih Sultan Mehmed döneminde ilk defa Türklerin eline geçtiğinde, kale içine bir cami yaptırılmıştır. Temelleri hala görünür bir şekilde durmakta olan bu cami Kanuni Sultan Süleyman zamanında yenilenmiştir. En büyük değişikliği ise 1657 yılında ada Venediklilerden geri alındığında görmüştür. Kale içindeki bir diğer caminin varlığını ise 1800’lü yıllardan kalma gravürlerden anlamaktayız.

Kalenin iç bölümünde Bozcaada ile ilgili tarihi ve etnografik eserlerin sergilendiği bir sergi mekanı bulunmaktadır. Kale yaz dönemi boyunca her gün 10.00 – 19.00 saatleri arasında ziyarete açıktır.