Köyün adı :

Osmanlı Dönemi’ndeki ismi “İsa-i Sagir”, yani “Küçük İsa” idi. Bilâhare Osmanlı’nın son dönemlerine doğru “İsa Sagir” olarak geçmektedir. Köyümüzün ismi Cumhuriyet Dönemi’nde “İsa Köy” idi. Muhtemelen İsa isimli biri köyü kurmuş ve köye ismini vermiştir. Fakat bölgemizdeki şiveden dolayı, “İsi Köy”, “Üşü Köy” veya “Esi Köy” denirdi. Akabinde 1970 yılında, “Küçüközlü” ismi de resmî olarak kullanılmaya başlandı. 1970 – 79 yılları arasında İsaköy ve Küçüközlü beraber kullanıldı. 1979 yılında İsaköy kaldırıldı ve sadece Küçüközlü kaldı. Köyümüzün içinden, küçük bir dere, yani öz geçmektedir ve köye yeni ismini vermiştir.

Küçük özlü Köyü Büyükleri

Ahmet Cebeci, Cebecilerin son büyüğü ” SON OSMANLI” Diyorlar

Ahmet CEBECİ


Kökeni :

Köyümüzün geçmişi ile ilgili Osmanlı Arşivi kayıtlarına bakılırsa, köyümüzün 1000 yıl önce Anadolu’ya gelen Türkler tarafından kurulduğu aşikârdır. Köyde bulunan ve muhtardan muhtara devir edilen, “Tomar” tâbir edilen, geyik derisine yazılmış bir belge varmış. Bu belge yaklaşık 20 cm genişliğinde ve 1,5 m uzunluğunda imiş. Köyümüzün tapusu olan, sınırlarını ve yazılı olduğu devirdeki durumunu belirten bu belge ne yazık ki kaybolmuştur. Eski muhtarlarla yaptığım görüşmelerde, bu geyik derisine yazılmış belgenin izine rastlayamadım. Eğer bu belgeyi ele geçirebilmiş olsaydım, çok önemli bilgileri buraya aktarmak mümkün olacaktı. Belki muhtarın birisi bu belgenin önemini bilemedi, heba etti.

Küçüközlü köyü (esi köy) Yeni yapılan cici mesire alanından görüntüler..


Köydeki Eski Yerleşim Yerleri

Bu köyün sınırları içinde Hitit ve sonraki dönemlere ait bir çok yerleşim yerleri vardır.

a) Kilise : Köylülerimizce Kilise diye adlandırılan yer, bu yerleşim birimlerinin en büyüğüdür. Bu yerleşim yeri, Maşat Höyük’e yakın ve Maşat Höyük’ün fizikî yapısına benzer bir yapıya sahiptir. Yerleşim yerinin üzerinde bir su kaynağının olması ve çiftçilik yapan halk tarafından çanak, çömlek, heykelcikler, büyük küp kırıkları, fincan vs. gibi bir çok eserin burada bulunması, Kilise’nin büyük bir yerleşim alanı olduğunun delilidir. Buna rağmen bu yerleşim yerinde hiç bir kazı çalışması olmamıştır.

Kilise diye adlandırılan bu yerin üzerinde şimdi çok sayıda patika yol, tarla, bağ, bahçe vardır. Çiftçilikle uğraşan köy halkı, ister istemez bu ve benzeri yerlere büyük zararlar vermektedir. Tarlasını süren insanlar burada kesme taşlar açığa çıkarmışlar, burada taş temellerin olduğunu anlayınca da, inşaatlarda kullanmak amacı ile bilinçsizce bu temelleri sökerek taşımaya başlamışlardır. Bu sebeple bu yerleşim yeri ve diğerleri büyük tahribata uğramaktadır.

Küçüközlü köyü arazi düz ve verimlidir.


Antik Çağlar’da Küçüközlü

Cahit Öztelli 1940’lı yılların başında, köyümüzde Kilisetepe ve Maşat civarında bulduğu çivi yazısı tablet ve buluntuları, Ankara Dil ve Tarih – Coğrafya Fakültesi’ne göndermiştir. Prof. Dr. Ş. A. Kansu ve Tahsin Özgüç bu buluntuların Bakır Çağı, Frig ve Hititliler’e ait olduğunu belirlemişlerdir. Yani köyümüz ve çevresi, Maşat’la birlikte eski çağlarda yerleşim yeri olarak Anadolu’da önemli bir yerdi.
Selçuklu Dönemi’nde Küçüközlü

Bir önceki sayfada bahsedildiği gibi, günümüzde şu anda Şaban Ağa’ya ait olan tarlada, eskiden bir Selçuklu Kervansarayı vardı. Köyün yaşlıları bunu hatırlamaktadır. Bu kervansaray, Kayseri – Zile, Kayseri – Tokat arasındaki Selçuklu kervan yolunun üzerindedir. Karamağara (Saraykent)’dan sonra, Kadışehri üstünden, Deveci Dağları’ndan inen kısa bir yol üzerindedir. Köyümüzdeki kervansaray ile, günümüzde Pazar ilçesinde, ilçenin Tokat yolu çıkışında bulunan Mahperi Hatun Kervansarayı arasında başka bir kervansaray yoktur.